Basri de kim?


Bir karikatür karakteriyle adımın örtüşeceğini hiç düşünmezdim. Şükürler olsun, hayatımın ellisinden sonra, her telden çalmak hevesi üzerime geldiği şu yıllarımda, bu dahi oldu...
Bana, kendine bir karikatür kahramanı seç deseler, sanırım Pembe Panter'i seçerdim, zira onun gibi kaş yaparken göz çıkaran tayfasındayım.

Lakin, Sinem'in, yani nâm-ı diğer Fatoş'un ısrarıyla bu siteye koca vasfıyla katılıp karısına kavalyelik- cabalerro yapan birisi olarak, işte afiyetle bir Basri oldum, çıktım...
Basri, Farsça'dan dilimize gelmiş bir isim hâlidir.
Basar'dan üretilmiştir, kalp gözüyle gören, anlayan, idrak eden anlamındadır.

Demek Basri olmakla, bundan böyle Sinem'in her şeyini idrak etmek mecburiyetini yükleniyorum; olsun, kocanın iyisi böyle olur.
Bilirsiniz, uzun yıllar Hürriyet gazetesinde günlük karikatür skeçleri altında Fatoş'la Basri yayınlanmıştı.

Onun orjinali, Amerikan yapımıdır, Chic Young tarafından yaratılmış karakterlerdir.

Fatoş, yani Blondie, sarışın, peluze endam, ölçüleri yerinde, makyajı tam, bakımını ihmal etmeyen bir Amerikan ev hanımıdır. Kuaförden çıkmaz, alışverişini hakkıyla yapar, evini çekip çevirir, akşamleyin işten dönen kocasına kapıyı açıp hoşgeldin diye karşılar, lakin her şeye burnunu da sokar, çenem pırtı bir hatundur.

Zavallı kocası Basri, yani Dagwood ise Amerikan modernizmi çağının tipik temsilcisidir; bu yönüyle benzeşemeyiz.

Nedir benzeştiğimiz şey, sadece karısının gönlünü yapmak ısrarıdır.

Ben, yani buradaki Basri, karım istesin hatırı için iğne deliğinden bile geçerim; daha ne olsun?

Bu sayfaya aktarılmış fotoğraflara gelince, onların 1980 ortalarında kızım Gülin'le beraber kitaplık önünde verilmiş sahte pozlar olduğunu sanmayınız; rica ederim. Gerçektir, Gülin'le kitaplık önünde geçen zamanlarımı gösterir. Şimdi, ne kadar arayıp bakınsam da fotoğrafını albümden bulamadığım, ama ortanca çocuğum Anıl Can'a okumakta olduğum Roald Dahl kitaplarını gösteren ânı burada anmam gerekiyor; ona da az kitap okumadım.

Sonra Ali Nâzım'la o dilini posta pulu yalamaya hazır gibi çıkartmışken kitaplık odasında, sonra sonra 2012 yılında, Edmonton kentindeki evimizde kitaplığımın bir köşesinde çekilmiş görsel malzemeler olduğunu aktarmalıyım; Sinem aile albümünden seçti, yerleştirdi, ben de evyallah dedim. Allahtan sünnet fotoğraflarını koymamış bulunuyor...

Hasılı, Fatoş ve Basri sayfası diye kurulan bu karı-koca yazışma yerinde, evimizde lakırdı üzerinden itişip kakıştığımız yetmezmiş gibi, karikatür kahramanlarının adıyla birbirimize saz şairleri misali verip veriştirecek, Hacivat ve Karagöz olup Orta Oyununa çıkan meddahlar tarzıyla zekâmızda fosfor parlatacağız.

Basri'nin karikatür skeçlerinde, gazete dışında pek bir şey okuduğuna ben tanık olmadım. Fakat, Çok Okuyanla Çok Gezen'in güyâ Basri'si olmakla ben okuyan-yazan, gazete-dergi bir yana, kitap tozu yutan, her şeyi merak ederek araştıran, okuduklarından defterler dolusu not çıkaran, sonra o notların arasında yolunu kaybeden, kaybettikçe saçmalayan bir koca olmalıymışım; karikatürdeki rolümün icabı bu...

İşte Basri bu tiyatronun, bu karikatür tiyatrosunun, Samatya Ermeni lehçesiyle teyatoranın koca karakteridir.

Sakın onun adına üzüntü çekmeyiniz, dünyanın tüm kocaları gibi o hâlinden memnundur.

Zavallı...




2 comments:

  1. Sizi kızım Aylin Barış Atılgan tanıtmıştı.Çok güzelsiniz:.Sayfanız için görüşlerimi anlatmak isterim.Sevgilerimle

    ReplyDelete
    Replies
    1. Turan Bey, görüşleriniz bizim için, hem bana ve hem Fatoş'a, çok değerli olacak. Lütfen, bekliyoruz! Biz karı koca böyle didişir dururuz, ama sitem sevgiden kaynaklanırmış...Teşekkür ederim ilginize... Baki selamlarımızla... Mahmut

      Delete