Fatoş'la Basri ikilisinin çok gezeniyim ben.
Son 15 yılın 12'sini Kuzey Amerika'da geçirdiğimiz için tatillerde mecburi istikamet Türkiye olunca eskisi kadar gezme şansım yok ama Avrupa'nın ve Kuzey Amerika'nin önemli bir kısmını gezdim. Turist gezilerinin dışında bir kentte, farklı bir kültürde yaşamak, gezmekten kastım. Doğduğum kent olan Bursa dışında, Arroyo Grande (California), Ankara, Poznan (Polonya), Prag (Çek Cumhuriyeti), İstanbul, Antalya, Brooklyn (New York), West Lafayette (Indiana)'da yaşadım. Yaklaşık 2.5 senedir son durağımız, benim Alberta Üniversitesi'nde görev yaptığım kent olan Edmonton (Kanada). Turist olarak gezip gördüğüm kentler de cabası.
Tatillerde yeni ülkeler, kentler gezmiyorsam o zaman akraba ve dostlarımı gezmeyi severim. Bayramlarda hâlâ ev gezmelerine gidip, el öpmeye gitmeyi tercih edenlerdenim yani...
Kariyer konusunda da gezenlerdenim. Bilkent İşletme'den sonra P&G'de finansal analistlikten tutun, orta çaplı bir şirkette pazarlama koordinatörlüğüne, internet servis sağlayıcı yöneticiliğinden, eğitim teknolojisi danışmanlığına kadar farklı işler yaptım. Yaklaşık 16 yıl önce bilgisayar ve eğitim teknolojileri içinde buldum kendimi. O gün bugündür benim okumalarım genellikle ekran başında. Eğitim Teknolojileri ya da günlük haberlerle okumaya başladıklarım beni internette nereye sürüklerse.... Yani internette de gezinmeyi seviyorum.
Yaşadığım kent sokaklarında gezmeyi, oğlumu oyun parklarına geziye götürmeyi ve açık havada spor gezmelerini de severim.
Şenol çiftinin, nâm-ı diğer Fatoş'la Basri'nin çok gezeni olunca Gezi konusunda sesimi çıkarmamak olmazdı tabii. Öğle tatillerinde işten çıkıp Gezi Parkı'dnda öğle yemeği yiyen kuzenim, kentin merkezinde kalmış bu son güzel parka, kent mimarisi açısından hiç bir anlamı olmayan bir binanın, bir inat, bir hesaplaşma ve en çok da rant uğruna yapılmasını önlemek için sokaklara dökülürken, ben de bilgisayar başına oturdum. Sadece bir çevre hareketi değildi bu elbette, ama ben ve benim gibi binlerce kişi için 'Her şey bir ağaçla başladı'...
Gezi Direnişi'in ilk günlerinde yaptığım 'It all started with a tree' videosuna gelen olumlu tepkiler benim de söyleyecek bir şeylerim olduğunu hatırlattı bana. Şimdi Fatoş'la Basri'nin, 16 sene önce evlenip işine, gücüne ve ailesinin derdine bakan Fatoş'u olarak, bu blog sayfasından ulaştırmaya çalışacağım düşüncelerimi... Bazen amatör bir video, bazen de amatör istatistik tabloları ile çıkabilirim karşınıza. Bu ikilinin Basri'sine kıyasla, her geçen gün daha da kutuplaşan ülkemin geleceği konusunda daha umutluyum ben...Ne de olsa 'bir ağaç' bizi uyandıran. Biraz geç kalmış olsak da şimdi dikeceğimiz özgürlük fidanları elbet yeşerip, orman olacak bir gün!
Ben de seninle birlikte bir ağaç dikenlerden olmak isterim sevgili dostum,
ReplyDeleteBloğunuz hayırlı olsun
Ayfer Alper
Teşekkürler Ayfer. Basri'nin dediği gibi "Haydi hayırlısı!"
ReplyDeleteMerhaba Sinem Hanım, herhangi bir mail adresinize ulaşamadım, twitterda da mesaja kapalı hesabınız.
ReplyDeleteThis comment has been removed by the author.
ReplyDeleteThis comment has been removed by the author.
ReplyDelete